Hadikat'ül-Cevâmi'de şu açıklama bulunmaktadır: Yüce Tanrı'nın yardımı ile 857/1453'de Akşemseddin birlik ve himmetiyle bu güzel şehir Fâtih Sultan Mehmed Hân tarafından feth edildi. Bundan önce Emevilerden Muaviye döneminde 51 (M. 671) tarihinde İstanbul'un fethi için Zeyd bin Şerecet'tin Rehâvi'nin komutanlığında bir sefer düzenlendi. Gelen ga-zilerle birlikte 33 sahabe vardı.
Sekiz kişinin en büyüğü ve saygı değerlisi olan Ebu Eyyub Ensari Halid bin Zeyd bu tarihte ishalden vefat etti ve şimdiki yere defn edildi. Bu tarihten İstanbul’un fethine gelinceye kadar 806 sene geçtikten sonra İstanbul’un feth edildiği sırada fieyh Akşemseddin Hazretlerinin kuvvet-i kudsiye ve kerameti ünsiyeleriyle yerini tayin eyledikleri mahall, kabr-i şerifleri olmak üzere kazılıp iki kulaç kadar inildikte bir taş çıkmıştır. Taşın üzerinde: Hazâ Kabr-i Ebi Eyyup, diye yazılı idi. Derhal bir türbe yapımına başlanmış ve hitamında bir cami'i şerif dahi ilave kılınmıştır. Halâ Eyyub Cami'i diye meşhurdur.