“O Allah ki, gece namazına kalktığında ve secde edenler arasında dolaştığında Seni görüyor.”
“Siz nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.”
“Ne yerde ne de gökte Allah’a gizli kalmaz.”
“Şüphesiz Rabbin hep gözetlemektedir.”
“Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin sakladığı bütün şeyleri dahi bilir.”
Ömer İbn Hattab (radıyallahu anh) demiştir ki: Bir gün Resulullah’ın (sallalahu aleyhi ve sellem) huzurunda bulunduğumuz sırada, elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah, yoldan gelmiş gibi bir hali olmayan ve içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir şahıs çıkageldi. Hz.Peygamber’in yanına sokuldu, önüne oturdu, dizlerini dizlerine dayadı, ellerini dizlerinin üstüne koydu ve “Ey Muhammed, bana İslam’dan bahset!” dedi. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) : “İslam; Allah’tan başka bir ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulu olduğuna şahadet etmen, namazı şartlarına riyaet ederek kılman, zekatı vermen, ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kabe’yi ziyaret etmendir.” buyurdu. Karşısınıdaki şahıs “Doğru söyledin” dedi. Doğrusu onun hem sorup hem de tasdik etmesi garibimize gitti. Derken o şahıs “İmandan bahset bana” dedi.Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmaktır. Kadere, hayrına ve şerrine iman etmendir.” buyurdu. O şahıs tekrar “Doğru söyledin” dedi. “Peki ihsan nedir, ondan bahset” dedi. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) “İhsan, senin Allah’ı görüyor gibi O’na kulluk yapmandır. Her ne kadar sen O’nu görmesen de O seni görmektedir” buyurdu. O şahıs yine, “Doğru söyledin” dedi. Bundan sonra da “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Hz. Peygamber (sallalahu aleyhi ve sellem) “Bu hususta soru sorulan kişi, sorandan daha bilgili değildir” buyurdu. O şahıs “Öyleyse kıyamet alametlerinden bahset” dedi. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) “Anneler, kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğuracak; yalın ayak, baldırı çıplak koyun çobanları da yüksek ve mükemmel binalarda birbirlerine çalım satacaklardır” buyurdu. O şahıs sessizce mescidden ayrıldı. Ben bir süre öylece kalakaldım. Derken Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) bana şöyle seslendi: “Ey Ömer, soru soran kişinin kim olduğunu biliyor musun?” Ben : “Allah ve Resulu bilir” dedim. Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) “O Cebrail’di size dininizi öğretmeye gelmişti diye buyurdu.”
Ebu Zer Cündeb İbn Cünade ile Muaz İbn Cebel (radıyallahu anhuma) demişlerdir ki: Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Nerede olursan ol, Allah’tan kork ve O’na karşı saygılı ol’ Günahın arkasından hemen iyilik yap ki onu siliversin. İnsanlara muamelende güzel ahlaktan ayrılma!”
İbn Abbas (radıyallahu anhuma) demiştir ki : Nebiler Serveri Efendimiz’in (sallalahu aleyhi ve sellem) terkisinde yol alıyordum. Bana şöyle buyurdular: “Ey delikanlı! Sana bir kaç kelime öğreteyim: Sen Allah’a ait hakları koru ki, Allah da seni muhafaza etsin. Allah’ını gözet ki, O’nu yanında bulasın. İstediğin zaman Allah’tan iste. Yardım isteyecek olursan yine Allah’tan dile ve bil ki; bütün ümmet toplanıp sana bir fayda temin etmeye çalıssınlar, ancak senin için Allah’ın takdir buyurduğu faydayı temin edebilirler. Yine bütün insanlar toplanıp sana zarar vermeye kalkışsalar Allah’ın takdir edip yazmış olduğunun dışında zerre kadar zarar veremezler. Artık kalemler kaldırıldı, yazılar kurudu.”
Enes İbn Mailik (radıyallahu anh) demiştir ki : Siz kıl kadar bile önemsemediğiniz bir takım işler yapıyorsunuz ki, doğrusu biz onları Resulullah’ (sallalahu aleyhi ve sellem) zamanında helak sebebi olan büyük hatalardan sayardık.
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) demiştir ki : Peygamber efendimiz (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Allah gayret tecellisinde bulunur. Alla’ın gayreti kulun işleyeceği haramlara karşıdır”
İzahı : Allah, kulun harama girmesine katiyen razı değildir. Allah’ın emir ve yasaklarının çiğnenmesi gayretullaha dokunur.
İzahı : Allah, kulun harama girmesine katiyen razı değildir. Allah’ın emir ve yasaklarının çiğnenmesi gayretullaha dokunur.
Şeddad İbn Evs (radıyallahu anh) demiştir ki : Fahri Kainat Efendimiz (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular: “Akıllı kişi, kendini hesaba çeken ve ölüm ötesi için amel işleyendir. Aciz kişi ise kendini heva hevesine kaptırıp da Allah’tan gerçekleşmeyecek şeyleri bekleyen kuruntu sahibi bir zavallıdır.”
Ebu Hureyre (radıyallahı anh) demiştir ki: Resulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, müslümanın İslamiyetine ait güzelliklerindendir.”
Yani; kıvamında ve kendi iç güzellikleriyle yaşanan Müslümanlık, lüzumsuz bütün duygu, düşünce ve fiillere karşı kapalı olan Müslümanlıktır.
Yani; kıvamında ve kendi iç güzellikleriyle yaşanan Müslümanlık, lüzumsuz bütün duygu, düşünce ve fiillere karşı kapalı olan Müslümanlıktır.