Evliya Çelebi'ye göre dünyada en çok ismi olan şehir İstanbul'dur... İstanbul kentine Latinler “Makedonya”, Süryaniler“Yankoviçe, Aleksandra”, Yahudiler “Vizendovina”, Frenkler “Yağfuriye, Pozantiyam, Konstantiniye”, Avusturyalılar (Nemçe) ‘Konstantinapol', Ruslar “Tekfüriye”, Macarlar “Vizendovar”, Felemenkler (Hollandalılar) “İstefaniye”, Portekizliler“Kostin”, Araplar “Konstantiniyye-i Kübra” (Büyük İstanbul), İranlılar “Kayser-i Zemin” (Yeryüzü İmparatoru), Hintliler “Taht-ı Rum” (Roma hükümdarlığı), Moğollar “Çakdurkan”, Tatarlar “Sakalya” adlarını vermişlerdir.
“Bizantion” kentin tarihini başlatan ismidir. Latince'de “Bizantoum”, Grekçe'de “Vizantion”du. İstanbul Latince ilk adını Büyük Roma İmparatoru Septimius Severus'un oğlu Antonius'un ismini bu şehre vermesi ile almıştır. M.S. 2. yüzyılda Ermeni kaynaklarında şehrin adının “İstanbol” veya “Istınbol” olarak yer alması daha da ilginçtir. 14. yüzyılda İbn Batuta da“Astanbul” olarak bahseder. Peygamber efendimizin hadis-i şerifine göre şehrin adı “Kostantıniyye”dir. Osmanlı döneminde şehrin adları o kadar çoğalmıştır ki bunlardan bazıları şunlardır: Dersaadet (Saadet Kapısı), Der-i Devlet, Deraliye, Asitane, Darü's-Saltana, İslambol... Sultan III. Mustafa, 1762 yılında İstanbul'a “Konstantiniyye” denmesini yasakladı. Fakat sonraları 19. yüzyıl sonuna kadar Türkçe'de bu ad kullanıldı. Aynı zamanda Arapça olarak verilen “Belde-i Tayyibe”(Güzel kent) adı Ebced hesabına göre İstanbul'un fetih tarihi olan hicri 857 (Miladi 1453) rakamını ifade eder
Tabii bu kadar güzel bir şehir kurulur da bu şehri gök ve yer afetlerinden ve her türlü belalardan korumak amacıyla büyü ve tılsımlar yapılmaz mı? Yapılır elbet... Bunların çoğu da bugün hala ayaktadır... Bu konudaki bilgiyi de Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nden öğreniyoruz...
Evliya Çelebi'ye göre; Bizans İmparatorları Yanko, Vezondan ve Konstantinus döneminde halkının gök ve yer afetlerinden korunmaları için İstanbul çok güzel imar edilmiş.