Hızır Aleyhisselam, İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun görüşlerine göre peygamber olması kuvvetle muhtemel olan, hikmet ve ilim sahibi mübarek bir şahıstır. "İlm-i ledün" ilmine sahiptir. "İlm-i ledün", bir başka ifadeyle "ilm-i batın", Allah’ın seçtiği kişilere vermiş olduğu özel bir ilimdir. Bu ilme sahip kişiler de, Allah’ın verdiği ilham ile gaybın bilgisine sahip olan özel kişilerdir. Rabbimiz'in takdir ettiği kadarıyla, olayların gidişatını ve gelecekteki sonuçlarını önceden bilir, buna göre hareket ederler.
Kehf Suresi'nin 65. ayetinde "Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul..." şeklinde bildirilen kişinin Hz. Hızır olduğu konusunda tüm Ehl-i Sünnet alimleri hemfikirdir. Kuran-ı Kerim'de Hz. Musa'nın Hz. Hızır ile buluştuğu, kendisiyle beraber bir yolculuğa çıktığı, Rabbimiz'in Hz. Hızır'a vahyettiği ilimden faydalanmak istediği bildirilmiştir.
Hz. Hızır'ın, Hz. Musa ile olan yolculuğu dışında hadis-i şeriflerde de Hz. Hızır hakkında aktarılmış pek çok sahih (sağlam, güvenilir) bilgi bulunmaktadır. İslam tarihi boyunca Hz. Hızır ile ilgili en çok tartışılan konulardan biri, Hz. Hızır'ın hayatta olup olmadığıdır. Hadislerde yer alan bilgilere ve büyük İslam alimlerinin yorumlarına göre Hz. Hızır hayattadır.
Hz. Hızır'ın hayatta olduğunu ifade eden büyük müçtehid ve hadis alimleri arasında;
• Ünlü hadis alimi, Şehylülislam Takıyuddin Ebu Ömer İbn-üs Salah,
• Büyük hadis hafızı, İbn-i Hacer Askalani,
• Büyük hadis alimi, Kamil El-Hafız Ebu Cafer Tahavi,
• Ünlü hadis, tefsir ve fıkıh alimi ve hafızı, İmam Celalledin Suyuti,
• İmam Rabbani,
• Büyük tefsir alimi, İbn-i Kesir,
• Ruhu'l Beyan Tefsiri yazarı, İsmail Hakkı Bursevi,
• Ünlü İslam alimi, Bediüzzaman Said Nursi
gibi büyük şahıslar bulunmaktadır.
Örneğin İbn-i Kesir, Hz. Hızır'ın hayatta olduğunu şu şekilde ifade etmektedir:
Hızır (a.s)'ın şimdi de hayatta olduğu hakkında cumhurun (alimlerin çoğunluğunun) ittifakı vardır. Bu davaya da vaki olmuş (gerçekleşmiş) birçok haber ve rivayet ve hadiseleri naklederek şahid göstermişlerdir. (El-Bidaye Ve-n Nihaye, 1/328)