Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimizin İşaret Ettiği Muhammed (S.A.V.) dedi ki."Cablısa ve Cablıka iki şehristandır. Biri meşrikte ve biri mağriptedir. Meşrikte olan şehre Cablıka derler. Yeşil Zümrütten inşa edilmiştir ve ikisi de Kaf dağına ulaşmıştır.
Her şehrin eni ve uzunluğu 2000 fersenktir. (Bir fersenk..6232,2 m.ye eşittir.)"
Bu cevabı Resulüllah söyleyince yahudi bilginleri, önlerine Tevrat koyup karşılaştırma yapıyorlardı ki onların sözüne uygun mu söylüyor yoksa muhalif mi görüyorlar.
Ali b.Ebu Talip (R.A) mecliste hazır idi. Dedi ki: "Ya Resulallah, bu dediğiniz şehirler bizim bulunduğumuz cihan içindemidir?" Hz.Resul dedi ki; "O şehirler karanlık içindedir, Kaf dağına ulaşıktır." Hz.Ali dedi ki:"Her şehirde ne kadar halk vardır." Resullah ; "Her şehrin kalesinin bin derbendi vardır. Her derbendini gecede biner kişi bekler. Ve o bin kişiye bir yıl içinde yıl tamam oluncaya kadar bir daha sıra gelmez." dedi. Hz Ali dedi: "Ya Resulallah,Bu kaleyi ne için beklerler?" Hz Resul buyurdu: "Onun için beklerler ki o tarafta çok halk vardır, onlarla bu Cablısa ve Cablıka halkı arasında düşmanlık vardır, gece gündüz birbirleriyle cenkleri eksik değildir. Nöbet tuttuklarının sebebi budur." Sonra Hz.Ali(R.A) "Ya Resullah dedi. Bu Cablısa ve Cablıka halkı Adem oğullarındanmıdır?" Resullah buyurdu : "Onlar dünyada adam olduğunu bilmezler." Hz.Ali "Şeytan onlara yol bulmaz mı" dedi. Resul aleyhisselam buyurdu : "Onlar Şeytanı da bilmezler." Hz.Ali: "Ya Resulallah, Bu Ay,Güneş ve yıldızlar onların üzerine doğmaz mı?" Resulüllah:" Onlar hak Teala'nin Ay, Güneş ve yıldızları yarattığını da bilmezler." Ali (R.A) "Bu cihanı nasıl görürler?" dedi. Resul (S.A.V) buyurdu: "Onların aydınlığı kaf dağının şulesindendir. Onların taşları ve duvarları nur gibi şule verir." Hz.Ali "Ya Resulallah, onlar Ne yer, ne içerler?" Resulüllah buyurdu: "Hiç bir nesne yiyip içmezler." Ali (R.A) dedi:"Ne giyerler?" Resülallah buyurdu: "Onların bedeni don istemez." Ali (R.A) dedi."Meleklermidir?" Peygamber (S.A.V) "Melek değillerdir.Ama taatları(boyun eğme, emre uyma itaat) melek gibidir." Ali (R.A) "Onlardan zürriyet(evlat,çocuklar) gelir mi?" dedi. Resulüllah "Onların cümlesi erkektir, aralarında dişi yoktur." Ali (R.A) "Onların dini ne dindir.Onlar cennetlikmidir yoksa cehennemlikmidir?" Hz. Resul buyurdu: "Onlar cennet ehlidir, İslam dini üzeredirler. Mi'rac gecesi Cebrail aleyhisselam beni o tarafa iletti. Ben onlara İslam'ı arz ettim. Müslüman oldular. Allah Telala ve bana iman ettiler. Ben de onlardan birisine İslam'in şartlarını öğrettim, o kişiyi onların üzerine halife diktim. Ondan sonra Cebrail beni Faris ve Fid'i tarafına ve Yecüc Mecüc iklimine ve Münsel ve Bakil ve Naris kavmine iletti. Onlara İslamı arzettim, kabul etmediler. Cümlesi kafirlerdir." Ondan sonra Hz.Ali "Bizim halkımızdan onlara hiç kimse varabilir mi?" dedi. Resullah buyurdu: "Yok onlara varmaya hiç kimsenin takati yetişmez. Zira dört ay karanlıkta gidilir. Amma Ad kavminden üç kişi Hz. Hud peygambere iman getirmişlerdi. Onlar Ad'dan kaçtılar ve o şehristana yerleştiler. " dedi.
O yahudi alimleri bu sözleri işitince "Gerçek diyosun, biz de Tevrat'ta böyle bulduk. O Ad'den kaçan 3 kişi o Cablıka ve Cablısa yerine gittiler. Fid halkından korktuklarından çıkıp gidemediler. Zira onlardan o kavimin kuvveti ziyade idi. Sonunda o şehirde fevt olup kaldılar." dediler.