18 Haziran 2015 Perşembe

Ramazan-ı Şerifiniz Hayır Olsun

Ramazan-ı Şerif geliyor hazırlık lazım. On bir ayın sultanını karşılayacağız. Evleri hazırlamak, sokakları hazırlamak, camileri hazırlamak ve en mühimi gönülleri hazırlamak lazım.
Rahmet ayı dedik Ramazan-ı Şerif için. Evet, rahmet ve bereket ayı, merhamet ayı Ramazan-ı Şerif. Tok olanların açların halinden anladığı demler. Çok eski zamanlarda Ramazan için alışveriş yapan zenginler evlerine aldıklarının bir mislini de fakirler için alırlarmış. Onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışırlar, iftar sofralarını, sahur yemeklerini paylaşırlarmış. Cenabı Hak yüce kitabında “isteyemeyen mahrumun zenginin malında hakkı vardır” buyuruyor; Allah resulü (s.a.v.) “...ki onlar sayesinde rızıklanıyorsunuz” buyuruyor. Öyleyse elimizi, cebimizi ve yüreğimizi açalım ihtiyaç sahiplerine verdikçe tükenmesinden korkmamanın bir peygamber karakteri olduğunu bilelim. Sadakalarımızı fakirin eline değil Rezzak’ın eline sunar gibi verelim. Bir kalbi incitmeden, gönlümüzden kopararak vermenin hazzını yaşayalım ve hamdolsun Rabbim, diyerek iftar edelim.
Arefe günü geldiğinde bakın kendinize. Otuz gün oruç tuttunuz; içinizi dışınızı onardınız, yıkık yerleri, bozuk yerleri tamir ettiniz. Vakit bilinci kazandınız ve artık bir sevinç kapladı yüreğinizi çünkü yarın bayram sabahı. Sevinçleri kuşanıp bayramın eşiğindesiniz.
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Yine ramazan geldi tüm mağfiret imkanları ile. Cennet kapıları ardına kadar açık. Cehennem kapıları sonuna kadar kapalı. Şeytanlar bağlı, kısıtlı. Böyle bir aya erişip de bağışlanmamış olana yazık! Ramazan’da bağışlanmazsa insan peki başka ne zaman?”
Gelin rahmet peygamberine kulak verelim ve bu Ramazan-ı Şerifi en güzel şekilde yaşayalım ki bayram sabahına en güzel şekilde uyanalım. Hayatımızın tamamı ramazan, mahşer yerinde uyanışımız bayramımız olsun.

Bu Blogda Ara