“DIOSKUROI” Zeus’un Delikanlıları anlamına gelir. Bu isim Leda’nın oğulları Kastor ve Pollydueskes’e (veya Polluks) verilen addır.
Olympos’un Ulu Tanrısı Zeus bir gece Taygetes dağının vahşi tepesine iner. Gece çok karanlıktır. Yüksek dağın sessizliğini bozacak hiçbir gürültü yoktur. Zeus neden tanrıların dağını terk edip, yeryüzüne inmişti? Elbette bunun bir nedeni olacaktı! O gönül verdiği güzel bir kızı elde etmek için, yakışıklı bir kuğu olup, yeryüzüne inmiştir. Gerçekte o Olympos’u terkettiği gece, Aetolia kralının kızı Leda, ölü bir kraliçe gibi uyuyormuş. İlahi kuğu kanatlarını birbirine çarparak etrafına güzel kokular yaydığında, Leda birden bire sıçrayarak uyanır. Yanında parlak beyaz tüyleri olan bu ilahi kuş, uzun boynuyla yüzünü okşamaktaymış.
Kuğu kuşu ona “hiç birşeyden korkma” der. “Ben aydınlıklar tanrısıyım, istiyorum ki sen, biri diğerinin benzeri olacak iki meşhur çocuğun anası olasın. Onlar ay ve güneş gibi birbirlerini takip ederek yaşayacaklar. Birinin adı Kastor, diğerininki Polluks olacak. Onlar ölüm acısını hafifleterek insanlara iyilik edecekler. Acı içinde çırpınan ve can vermek üzere olan gemicilerin yardımına koşan tanrılar olacaklar. Gerçekten kudurmuş fırtınalar, denizin üzerine atıldıkları ve gemicilerin şaşırmış halde gemilerinin başında onlara yalvararak, onlardan yardım istedikleri zaman; hızlı kanat çırpışlarıyla gökleri yararak, senin iki oğlun bulutların içinde görünecekler. Zincirlerinden boşlanmış, azgın rüzgarların soluklarını kesecekler, dalgaların gürültülerini azaltacaklar. Gemiyi sapa sağlam limana ulaştıracaklar” diye fısıldar.
Kainatın sahibi ve buyrukçusu işte böyle buyurur. Dokuz ay sonra Leda, ormanların içinde bir yumurta yumurtladı. Yumurtadan birbirine tamamen benzeyen iki çocuk çıktı. Onlar yumurtadan çıkar çıkmaz, parlak bir yıldız başlarından aşağı nur döker. Sonra ikisi de aynı ata binerek ve ellerinde mızraklarla dörtnala uzaklaşırlar.
Dioskur’ların annesi Leda’nın babası üstüne yazılan kaynaklar birbirini tutmaz. Genellikle Aitolia (Yunanistan’da bir bölge, Akheloos) Kralı Thestios’un kızı olarak kabul edilir.
Lakedaimon’dan (Yunanistan’daki Sparta şehri) kovulan Tyndareos, Aitolia’ya sığınınca Thestios ona kızı Leda’yı verir.Tyndareos, Herakles’in yardımıyla daha önce kovulduğu Lakedaimon (Sparta) tahtını ele geçirir ve Leda ile oraya yerleşir.
Leda’nın aslında dört çocuğu vardır. Tanrı Zeus’tan olan Kastor ve Polluks; kocası Tyndareos’tan olan Helene ve Klytaimestra’dır. Leda’nın çocuklarının kimden olduğuna dair çok farklı masallar vardır. Bir başka masalda, Kastor ve Helene’nin Zeus’un çocukları olduğu söylenir.
Başka bir masala göre, tanrısal yumurtayı yumurtlayan Leda değil, öç tanrısı Nemesis’tir. Zeus güzel gözlü Nemesis’e tutkundur. Ama öc tanrıçası Nemesis onu istemez. Tanrıların tanrısı Zeus’tan kurtulmak için şekilden şekile girmektedir.Taygetes dağlarındaki sazlıkta kaz şeklinde uyumaktayken tanrı Zeus ona kuğu kuşu şeklinde yanaşır. Nemesis’in yumurtladığı yumurtayı çobanlar bulup Leda’ya getirirler. Leda yumurtayı saklar. Bu yumurtadan yalnız Helene doğmuştur. Helene çok güzel kız olduğundan Leda, onu diğer çocuklarıyla birlikte kendi kızıymış gibi büyütmüştür.
Kastor ve Polluks birbirinden hiç ayrılmayan, anaları bir, babaları farklı kardeştirler. Troya savaşı öncesinde, Jason (İason) zamanında yaşamışlardır. Jason önderliğinde çıkılan Altın Post macerasına Argonaunt’larla katıldılar.
Daha sonra Sparta kraliçesi de olacak güzel Helene’nin Paris tarafından kaçırılması Troya savaşını başlatacaktır. Kastor, iri yapılı bir yarı at, yarı insandır. Aynı zamanda iyi bir dövüşçüdür.Öğrencilerinden biri de Herakles’tir. İkizler (Kastor ve Polluks) zamanlarını, yunan tanrılarının yapmaya alışkın oldukları gibi sığır Daha sonra Sparta kraliçesi de olacak güzel Helene’nin Paris tarafından kaçırılması Troya savaşını başlatacaktır. ağıllarını basarak, genç kadınları kaçırarak geçirirlerdi. Sığır ağıllarını bastıkları bir İkizler (Kastor ve Polluks) zamanlarını yunan tanrılarının yapmaya alışkın oldukları gibi sığır ağıllarını basarak, genç kadınları kaçırarak geçirirlerdi. gün kuzenlerinden İdas ve Kastor arasında tartışma çıkar. Bir sığır sürüsünün paylaşılması konusunda çıkan tartışmada İdas hileyle tüm sürüyü almak ister. Tartışmada İdas Kastor’u (ölümlü) öldürür. Kardeşinin ölümüne çok üzülen Polluks, babası Zeus’a kendisini de öldürmesi için yalvarır. Zeus Polluks’a acıyarak ömrünün yarısını Kastor’a verir. İki kardeş bu olaydan sonra hiç ayrılmazlar. Birgün Hades’te (yer altı dünyası ) , birgün Olympos’taotururlar. Dioskurlar’ın (ikizler) , deniz tanrısı Poseidon’un buyruğu altında, tehlikede olan gemilerin ve gemicilerin yardımına koştuğuna inanılır.