‘Nazar: Gelini mezara, deveyi kazana koyarmış.’
İlkçağ’dan bu yana insanlar ‘kem göz’ den çekinmiştir. İlginçtir, ‘nazarcı’ tespitinde bazı fiziki özellikleri esas almıştır. Şanlıurfa da: Uzun çeneliler, Mardin de: Kısa boylular gibi… Renkli gözlü insanların nazarının değdiği kanaati yaygındır. Konuşmasında veya bakışında kıskançlık hissedilen kişiler de: Nazar eden konumundadır.
Medusa, bilinen tarihin ilk nazarcısıdır. Baktığı her şey taşa dönüşmüştür. Heykellerin –Frigya bölgesinde- gözleri oyuktur. O dönemin insanları, bakışı durdurmak için oyuk yere: Kurşun dökmüştür. Yani, 1500 yılı aşkın insanlık kurşun döküyor!
Anadolu’da; ortası delik taşları nazar için bazen takı bazen de aksesuar olarak –evde- kullanmış. Mantığı: Gözü olanın gözü çıksın.
Nazar boncuğu, bize ait bilinen yaygın ve sevilen başka bir objedir.
Kaplumbağa kabuğu (özellikle bebek ve küçük çocuklara), Civa taşımak, şap, üzerlik, hayvan pisliği, boynuz, iğde ağacının dalları gibi metalarla aklınıza gelen her şey korumaya çalışılmış.
İlginç uygulamalardan bazıları da:
Nazarcı kişiyle karşılaşıldığında, ilk siz konuşmalısınız. Diyarbakır çevresinde, nazarcının ayakkabısı; iple ölçüsü alınır. Kişi gidince, o ip bazı otlarla tütsü yapılır. Tüm ev tütsülenir.
Eskiden, evlerde ocak varmış. Nazarı değen kişinin ocağından gizlice kül alınır. Nazar olan kişi küllü suyla yıkanırmış.
Dinimize göre: Felak, Nas ile Kalem surelerini okumak da insanı nazardan korur. Dua: İnsan şerri, cin, peri ve şeytan şerri ile hasetçinin gözünden sakınmayı anlatır.
#tarihtekiilknazarcı #kurşundökme