29 Ekim 2015 Perşembe

Petra Antik Kenti

 
 Ürdün » Petra 


Ürdün'ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki topraklarda yer alan Petra antik kenti, M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arasında Nebatiler tarafından, Seir dağlarındaki kumtaşı kayalıklar oyularak inşa edilmiştir. Pembe, kırmızı, turuncu ve sarı renkli sarp kayalıkları öyle güzel şekillendirmişlerdir ki, Şair John William Burgon, Petra için "tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir" ifadesini kullanmaktadır. 

Petra'nın ilk yapın amacı tarihçiler tarafından bulunamamıştı. Ancak yapılan son araştırmalarda Petra'nın altında gizli gömülü bir bölüm olduğu ve bu bölümün kral mezarları olduğu araştırmalar sonucunda kesinleşmiştir. Nebati imparatorluğunun uzunca bir dönem sahip olduğu şehir derin kanyonları ve kayalara oyulmuş tapınakları, anıt mezarlarıyla ünlüdür. 

Petra Antik Kenti'nin en çok ilgi çeken yıkıntısı, Hazine'dir (Al Khazneh). Şehrin doğu girişinden Siq isimli dar ve karanlık geçide ulaşılır. Şaşırtıcı renklerde ve güzellikteki kaya kütleleriyle çevrili Siq boyunca devam ederseniz, Al Khazneh'ye ulaşırsınız. Kumtaşı, yapısı sayesinde oldukça detaylı işçiliğe imkân vermiş ve ortaya özenli ve artistik yapıların çıkmasını sağlamıştır. Al Khazneh binası da bunun oldukça güzel bir örneğidir. Kumtaşı kayalığından oyularak yapılmış helenistik tarzdaki bu eser; 30 m. genişliğinde, 43 m. uzunluğundadır.

7 bin kişilik amfitiyatro, M.S. 1. yüzyıl civarında Roma tarzında inşa edilmiştir. 45 sıra halindeki oturma sıraları, güneşin seyircilerin görüşünü zorlaştırmaması için kuzey ve güneye bakacak şekilde tasarlanmıştır. Sıraların arkasındaki kayalıklara birçok mezar oyulmuştur. Tiyatro, 4. yüzyılda meydana gelen depremde büyük hasar görmüştür.... 

Petra'nın kayalara oyularak yapılmış en büyük yapısı, Ad - Deir Manastırı'dır. Manastır, M.Ö. 1. yüzyıl civarında yapılmıştır ve Nebati kralı I. Obodas'a ithaf edilmiştir. Manastıra ulaşmak için 850 merdivenlik bir tepenin zirvesine çıkmak gerekir. Bu yürüyüşü zor bulan pekçok ziyaretçi eşek kiralama yöntemini seçmektedir. 

Kayalara oyulmuş mezarların ön cephelerinin sıralandığı geniş kanyon Street of Facades adıyla bilinmektedir. Petralılar, ölümden sonra yaşamın varlığına inanmışlardır. Halkın zenginleri ve statü sahipleri, mezar yapımında birbirleriyle yarışmışlardır. Şehirde 500'ün üzerinde kaya mezarı bulunmaktadır...
Al Khazneh'in kuzeyindeki büyük bir kayalıkta, üç adet devasa mezar cephesi bulunmaktadır ve bunlar Kraliyet Mezarları olarak bilinmektedir. Mezarlardan ilki Urn Mezarı, ikincisi bir Roma sarayı görünümünde inşa edilen Saray Mezar, üçüncüsü ise Roma valisi Sextius Florentinus için yapılan Sextius Florentinus Mezarı'dır. Yapıların yüksekliği kimi yerlerde 20 m'ye kadar çıkmakta, kimi yerlerde ise 6 m'ye kadar düşmektedir....

1994'te açılan Nebatiler Müzesi'ndeki eserler, üç salonda sergilenmektedir. İlk salonda Petra'nın ve Nebatiler'in tarihine ve bölgenin jeolojik özelliklerine dair bilgiler sunulmaktadır. İkinci salonda Neolitik Çağ ve Demir Çağı kazıları ile depremler, Nebati ticareti ve Orta Çağ dönemine ait kazılara ilişkin eserler sergilenmektedir. Üçüncü salonda ise mücevherler, heykeller, çanak çömlekler ve bozuk paralar gibi küçük parçalar görülebilir.
Petra Arkeoloji Müzesi ise, Al-Habis tepesinde yer alan bir Nebati mağarasına kurulmuştur. 1963 yılında açılan müze, bir ana salon ve iki küçük salondan oluşur. Müzedeki eserler arasında Petra bölgesinde yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan Edomite, Nebati, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler bulunmaktadır. Ayrıca müzede taş heykellerin örneklerini de görebilirsiniz...

Petra antik kentinin bir günlük ziyaretçi ücreti Şubat 2011 itibariyle 50 JD olarak (yaklaşık 70 ABD Doları) belirlenmiştir. Kent, sabah 06.00'dan mevsimine göre 16.00-18.00'e kadar gezilebilmektedir.




Bu Blogda Ara