★ Diz üstü çökerek attığı ok, yerden 55- 60 santim yüksekten giderken, büyük hızı etkisi ile zemin üzerinden toz kaldırmasından dolayı ''Tozkoparan'' adıyla anıldı. Hem menzil hem puta hem de darp atışlarında başarılı oldu.
★ Mîr-i Alem Ahmed Ağa çağdaşlarının tabiri ile “Adem Ejderhası” idi, “her bir kolu bir çınar dalı” idi. “Nererede o eski sporcular!“ dedirtecek cinsten sıradışı sporcu, Türk okçuluk tarihinin en büyük üç Türk kemankeşinden biri kabul edilir.
★ Geleceğin “Muhteşem Süleyman“ının şehzadelik yaptığı yıllarda keşfedilen bu Boşnak asıllı delikanlı, Manisa Sarayı`na içoğlanı olarak alınıp istidatlarının çiçek açması için zemin hazırlanır. Devrin en revaçta sporlarından biri olan okçuluğa oldukça meraklı biri olan Ahmed Ağa`nın acı kuvveti hakkında tarihi kaynaklarda birçok ilginç rivayet vardır:
★ Delikanlı çağında, odun yüklü bir eşeği bacaklarından tutarak havaya kaldıran genç Ahmed, 40 yaşlarında iken üç yaşındaki deve göçeğinin altına girip rahatça dolaştırırmış.
★ Bunun yanında iki koyunu, iki elinin serçe parmaklarına geçirip hayvanlar yüzülünceye kadar havada tuttuğu da kaynaklarda yer almaktadır.
★ İstanbul`da, saray üniversitesi olan Enderun`a kabul edilen bu yiğit delikanlı, bu arada Kanunî Sultan Süleyman ile Rodos şövalyelerinin elindeki Rodos adasının fethinde (1522) iştirak eder.
Bu zorlu fetih sırasında birer kantarlık (56,45 kg) gülleleri kaleden içeri fırlatması herkesi hayret içinde bırakır.
★ Muhteşem Kanunî`nin Ok Meydanı`nı ziyaret ettiği bir gün sohbet sırasında, Bursalı Şüca`nın Lodos`taki menzilinin 10 yıldan beri atılmadığını (rekorunun kırılmadığını) söylenince, Sultan derhal Ahmed Ağa`yı saraydan çağırtır ve bu rekoru kırmasını talep eder. Ahmed Ağa zorlardan zor bir talep ile karşı karşıyadır. Ama kendisine her daim hâmilik eden padişahını mahçup etmemek için bu menzilde tam yedi yıl çalışır. Tarihler 1532`yi gösterdiğinde, kendi yaptığı özel ağaç pişrev okunu, Edirne`li Usta Ali`nin yayına takar ve Yaradan`a sığınarak fırlatır.
★ Yedi uzun yılın emeğinin karşılığı olarak tarihi bir rekora daha imza atar.
★ Hayatını başarılar ile süsleyen bu büyük kemankeş, şakaklarında ihtiyarlık işaretleriyle birlikte Kabe-i Muazzama`nın yolunu tutarak Hacc vazifesini yerine getirir. Ardından da dünyadan elini eteğini çeker. Yaşı yetmişine merdiven dayamış bu bu büyük kemankeş, günün birinde bir iş için yıllarının geçtiği Bayezit Camii arkasındaki Okçular Çarşısı`na yolu düşer. Eski dostları ile sohbet ederken söz arasında biri `Pehlivan artık kocadınız` diye takılma gafletinde bulunur.
★ Sen misin bunu söyleyen!
Bu söz, bir zamanlar serçe parmağıyla koyun kaldıran ihtiyar delikanlının çok ağırına gider. Ve hemen atına bindiği gibi çarşının kapısının önüne gelir Ahmet Ağa, atını çarşının zincir gerili kapısı altına sürer, iki kolunu zincire geçirir, bacak ve ayakları ile de hayvanı kıskaçlar-sıkar, kolları ile kendini yukarı çekince, altındaki hayvanı da beraber havaya kaldırır:
“Yay gerip ok atamayacak kadar kocamamışız!..” cevabını verir...