Kaplumbağanın biri kuşları görünce:
—Kuş olmak, türlü yerler, ülkeler görmek ne güzel!Keşke ben de uçabilseydim. Der, sonra da derin derin göğüs geçirerek şöyle mırıldanırdı. Rastladığı kuşlara:
—Ne olursunuz, beni de yanınıza alın, uzak ülkelere götürün... Diye yalvardığında, kuşlar gülüp geçerlerdi:
— Ama, sen kanatlı bir hayvan değilsin ki...
Kaplumbağa da uçmak tutkusu gün geçtikçe artıyordu, sonunda derdini ördeklere açtı:
— Uçmak istiyorum.Bunun bir çaresi yok mu ördek kardeşler?
Ördeklerden biri düşünüp taşındı. Sonra da:
— Aklıma bir şey geldi, dedi. İstersen bir deneyelim. Diyerek gagasıyla uzunca bir değnek bulup getirdi ve:
— Buna ağzınla sen sıkı sıkıya tutun, dedi.
Kaplumbağa ördeğin dediğini yaptı, değneğin ortasına çenesiyle kenetlendi. Ördekler, biri değneğin bir ucundan, öteki öbür ucundan yakalayıp havalandılar. Görenler heyecanla bağrışıyorlardı.
— Bakın! Bakın! Uçan kaplumbağa! Kaplumbağa uçuyor! Şaşılacak şey! Bu sözleri duyan kaplumbağa öyle sevindi, öyle gururlandı ki:
— İlk uçan kaplumbağa benim! Bu başarımla övünüyorum... Demek için ağzını açtı, açmasıyla da yere düşmesi bir oldu.
KİMİN UÇURTTUĞUNU UNUTMAMAK LAZIM. KISSADAN HİSSE