''Allah Atı, Bir Avuç İçine Tazyik Edilerek Sıkıştırılmış Güney Rüzgarından Yaratmıştır''
Ve Arap Mitolojisine göre Güney Rüzgarından at yaratıldı fakat kimse onu ehlileştiremedi, hep dik, asil ve hızlıydı. Ehlileştirildikten sonra da adına Küheylan dendi.
Arap Mitolojisi
Hayvan cinsinin en hayırlısı, akıl sahibi olanı insandan sonra AT'dır.
Allah'u Taala, Atı rüzgardan yarattı ve ona hamd ve tesbihi ilham etti. Allah'u Teala atı Adem A.S dan iki yahut üç gün önce yarattı. Erkeğini, dişisinden önce yarattı.
At'ın fazileti hakkında, açık Ayeti Kerimeler, sarih Hadisler vardır. Adiyat suresi, atların fazileti hakkında nazil olmuştur. Resulullah S.A.S de şöyle buyurmuştur.
''Hayır, kıyamete kadar, At'ın perçemine bağlıdır.'' ve ''At'a yapılan nafaka, masraf, sadaka yerine geçer.'' ve ''At'ın sırtı, izzet ve karnı ise hazinedir.''
ARAP ATIN'IN KISA TARİFİ VE KARAKTERİ
At, morfolojik yapısı itibariyle tarihin her döneminde insanları etkilemiştir. Onların doğal yaşantıları, bu çekici kuvvet ve kabiliyetlere sahip olmasını sağlamıştır.
Atların yüksek his ve duyguları arasında itaat, sadakat, cesaret ve maharet gibi üstün kabiliyetleri ile medeniyetin kuruluşunda önemli hizmetler görmüşlerdir.
Onlar insanlığın gelişmesine, insanlarda onun asil bir değer ve kıymet olmasına yardımcı olmuşlardır.
Arap atı, sahip olduğu güzellik, vücut yapısının tenasüp ve ahengi yüksek irsi kabiliyete sahip oluşu, nedeniyle diğer at numunelerine göre bir özellik taşır. Sür'at, mukavemet ve çeşitli şartlara dayanıklılık gibi iyi karakterlere malik olmaları Dünyada sıcak kanlı at yetiştiriciliğinin ıslahında ve sun'i ırkların yaratılmasında kuvvetli destek olmuşlardır.
Arıkan arap atının bu yüksek irsi vasıflarından istifade eden Osmanlı Türkleri yükselme devirlerinde dünyanın en büyük atlı kuvvetlerine sahip olmuşlardır. Türkiye Atçılık Tarihi tetkik edilirse, bugün modern haraların Avrupa'da henüz bilinmediği 15 - 16 ncı asırlarda Türkiye'de hara teşkilatına uyan ''Hayvanat ocakları'' tesislerinin çok ileri olduğu görülür.
İlk Sipahi Teşkilatını 1279 da Osmanlı Türkleri kurmuştur. Bu parlak dönem 1828'e kadar devam etmiştir. Kırım savaşından ve Meşrutiyetin ilanından sonra atçılık faaliyeti üzerinde bir gerileme olmuş ve saray emrine bağlı bulunan Kağıthane Harasında eşi bir yerde bulunmayan kıymetli damızlıklar dağıtılmış ve bir kısmı da ecnebi memleketlere intikal etmiştir.
Türkiye'nin coğrafi ve Topoğrafik yapısı itibariyle at, her yönden bir önem taşıdığından Cumhuriyetin ilanıyla Türkiye Atçılığının teknik ve bilimsel metodlara göre yetiştirilme ve üretimini sağlamak amacıyla Devlet Haraları kurulmuştur.