19 Ağustos 2015 Çarşamba

Atlantis

                  

Atlantis, Eflatun'u takiben İlkçağ yazarlarının, üzerinde efsanevi hikâyeler bıraktıkları masalsı adaya verilen addır. Bu efsane, insanlığın altın çağının (tanrıların insanlara yakın durduğu zamanlarda) kayıp cennetin ve ideal şehrin sembollerinden biri olacaktır.

Eflatun'a göre M.Ö. 9000 yılında Poseidon ve yakınlarına bağışlanmış olan Atlantis adası, ideal kanunlar ve uyum içerisinde idare edilmişti. Topraklarının doğal zenginliği sayesinde erdem sahibi hükümdarlar, burada hârikulâde şehirler ve saraylar inşa ettirmişlerdi.

Ne zaman ki krallar ve ada sakinleri günah işleyen kibirli insanlar hâline geldiler. İşte o zaman Okyanus tarafından yutularak cezalandırıldılar. Bu nedenle Atlantis'in yok oluşu, insanlığın ancak küçük bir kısmının yaşamaya devam etmesine müsaade eden bir felaket olmuştur.

Ortaçağ'da tarihin kıyamet günü ile tamamlanan uzun bir çöküşten başka bir şeyden ibaret olmadığı fikri, gerçek anlamda kimsenin ilgilenmediği Atlantis meseli ile denk düşmektedir.

Bu Blogda Ara